Çocukluk Çağı Terapileri
Her çocuk büyüme süreçlerinde gelişimsel, duygusal, davranışsal bazı sorunlar yaşayabilirler. Özellikle 3-6 yaş arasındaki bireyler bir sorun yaşadıklarında bunu davranışları ile belli ederler. Çocuklarda ortaya çıkan bu normal dışı davranışları aile her zaman adlandıramayabilir. İşte bu noktada Blue & White Psikolojik Danışmalık Merkezi aileler ve çocukları arasındaki iletişim köprüsü olarak ebeveynlere sorun ve çözüm bilgilendirmesi yapmaktadırlar. Çocuk terapisi, çocukla birebir yapılan gerekli yerlerde aileden destek alınan daha çok oyun tabanlı olan bir süreçtir. Çocukluk çağı yaşamın temel zamanıdır ve yetişkinlikte karşılaşılan bir çok problemin kaynağı çocukluktadır. 0-6 yaş döneminde sorunlara karşı, çözüme yönelik bir adım atılmadığında, başka sorunların da tetikleyicisi olabilir ve birey ergenlik sonrasında da yetişkinlik dönemlerinde daha büyük sorunlarla başa çıkmak zorunda kalabilir. Sorunlar kronikleşmeden uzmanımıza danışmak ve gerektiğinde terapi sürecine başlamak, çocuğun gelişimsel sürecini olumlu yönde destekleyecek daha mutlu ve uyumlu bir çocukluk geçirmesini sağlayacaktır. Bu da kişinin daha sağlıklı bir birey olmasına yardımcı olacaktır.
Çocuk terapileri, çocuklarla birebir sürdürülen oyun terapisi, filial terapi gibi hizmetleri kapsamaktadır. İlk görüşmede aile ile birlikte değerlendirmeye alınan çocuk, bireysel olarak terapi sürecine devam ederken, anne ve baba da dönemsel olarak işleyiş hakkında bilgilendirilmek ve çocuğu destekleyebileceği konular hakkında bilgilendirilmek üzere görüşmeye çağırılacaklardır.

Ergenlik Çağı Terapileri
Her birey, çocukluktan ergenliğe geçiş sürecinde zorluk yaşamaktadır. Duyguların hızlı değişimine ayak uydurmaya çalışırken, bedensel değişim ve gelişim de devam etmektedir.
Çocuklukta anne baba tarafından korunan ve kollanan, birçok ihtiyacı karşılanan birey, zaman içinde kendi bakış açısını oluşturmaya başlar ve daha fazla özgürlük alanına ihtiyaç duyar. Birçok doğruyu ve yanlışı sorgularken, anne baba ile hem işbirliği hem de çatışma içinde geçen, hem yakın olmaya hem de ayrışmaya ihtiyaç duyduğu bir sürece girecektir. Bu dönemde yaşanan travmalar ve olumsuz yaşantılar hayat boyu bireyin ayağına takılan taşlar olacaktır.
Ergen terapisi, ergenin kendisini daha iyi tanıması, isteklerini ve arzularını şekillendirmesi, anne baba ile daha ılımlı ilişkiler kurabilmesi, öfkesini yönetebilmesi konularında fayda sağlamaktadır. Bu süreçte travmalar, kazalar, kayıp ve ölümler gibi zor yaşantılar ile başa çıkabilmesi için mutlaka bir terapi desteğine ihityaç duyacaktır çünkü anne babaya kendini kanıtlamaya çalışırken bir uzmanın tarafsız bakış açısı ergenlik çağındaki birey için en güvenli alanı yaratır. Ergenlik döneminde, bireyin kendisine zarar verecek arkadaş ilişkilerinden ve madde kullanımdan uzak durması açısından da ergen terapisi destekleyici olacaktır.
Ebeveynler ve çocuk ile beraber başlayan süreç, ergenlik çağındaki bireyin yaşına ve gelişimine göre ergen ile bireysel olarak veya aile ile işbirliği içinde sürdürülebilir. Terapi sürecinin ne kadar süreceği, ailenin başvuru sebebine, ergenin ve ailenin psikoterapi sürecine açıklığı ve birbirleri ile işbirliği yapmaya yatkınlıklarına bağlı olarak belirlenmektedir.

Yetişkin Terapisi
Hayatımızda yaşam olayları içinde karşılaştığımız zorlu durumlarla mücadele etmek için baş etme becerileri geliştiririz. Bu baş etme becerilerimiz çocukluktan itibaren gelişmeye başlar. Ancak çocukluk dönemlerinde baş etmek için geliştirdiğimiz bu beceriler, zamanla yetişkinlik döneminde işlevsiz bir hal alamaya başlayabilirler. Farklılaşan sorunlar, kayıplar, değişen yaşam koşullarına uyum sağlamak için, hala aynı baş etme yöntemlerini kullanıyor olmak bizleri çözümsüz, içinden çıkamaz, sorunlarla baş edemez hale getirir. Hayatın değişen akışına uyum sağlamakta yeni beceriler geliştirmeye, farklı bakış açılarına ihtiyaç duyarız. Bu noktada psikoterapi, kullandığımız bu baş etme yöntemlerini fark etmeye, işlevsel hale dönüştürmeye, farklı bakış açılarına ulaşmaya ve bunları uygun şekilde kullanmaya yardımcı olur.
Kişiler, yalnızlık, utanç, öfke, çaresizlik, suçluluk, üzüntü, kaygı gibi duygularını; eş, iş, aile, arkadaş ile ilgili ilişkisel problemlerini, stres kaynağı yaratan baş etmekte güçlük çektiği diğer konuları (kayıp, aşırı korku, ani beklenmedik olan olaylardan sonra yaşanılan , yoğun umutsuzluk, ayrılık, uyum problemleri, çocukluk döneminde yaşanan ihmal ve suiistimal, performansa dair yoğun endişe vb.) psikoterapiyle çalışılabilir. Bunların değişmesi süreç gerektirir, sorunlar bir anda oluşmadığı gibi bir anda da ortadan kaybolmazlar. Yaşanılan sorunlara ve bunların derinliğine göre terapi süresi kişiden kişiye farklılık gösterir.
Sağlıklı bir ruh haline sahip olmanın ön koşulu ihtiyaçlarının farkında olmak ve bunları dile getirebilmekten geçer. Psikoterapinin amaçlarından biri de, bunları fark edip ihtiyaçlarınızı giderebilecek şekilde değişmenizdir. Bu süreçte yapabileceğiniz en cesurca şey kendinizi sevmek hikayenize sahip çıkmaktır.

Aile Terapisi
Bireylerin diğer insanlarla kurdukları ilişkiler, ruh sağlıkları ve duygusal doyumları açısından çok önemlidir. Özellikle ebeveyn, eş ve çocuklar gibi kişilerle kurulan yakın ilişkilerde, bu rol daha belirgin bir hal alır. Bu yakın ilişkilerden birisi olan aile ilişkisinde, aile bireyleri zaman zaman çatışmalar, zorlu ve sıkıntılı dönemler yaşayabilirler.
Sağlıklı aile, yoluna çıkan her türlü soruna karşın büyümeye ve gelişmeye devam eden ailedir. Bu aileler işlevlerini yerine getirebilen ailelerdir. Sağlıksız işlev gösteren ailelerde; rollerin birbirine karışması, ailedeki hiyerarşinin bozulması, çatışma yönetiminde yetersizlik, problem çözme becerilerinin azlığı, iletişimde birbirine karışık mesajlar verme gibi özellikler görülür. Aile sisteminde bu tür problemler olduğunda bu durum kaçınılmaz olarak ruhsal sağlıkla ilgili problemleri de beraberinde getirmektedir. Bu noktada kendi problemlerini çözme noktasında yetersiz kalan aile bireyleri(bireysel ya da birlikte) profesyonel yardıma ihtiyaç duyabilir. Aile terapisi bu süreçte başlar.
Aile terapisi, sorunlarının üstesinden gelmesinde yardım etmek için ailenin güçlerini ve sağlamlığını arttırmayı amaçlayan, bireye ve bireyin sosyal destek ağlarına yönelik bir terapi yaklaşımıdır. Aile terapisi ailelerin daha yeterli ve tatmin edici bir evlilik, aile ortamına ve sosyal uyuma sahip olmaları amacıyla tedavi etme konusunda eğitim almış profesyoneller tarafından yapılır.
Aile terapisindeki amaç; aile bireylerini, birbirleriyle olan etkileşimlerini, rollerini, sınırlarını, geniş aileyle olan ilişkilerini, inceleyerek ailenin bütünlüğünü sağlamak, dengeye ulaşmasına yardım etmek, çatışmaları olumlu bir şekilde çözümlemek ve stres durumları için baş etme becerilerini öğretmektir. Aileye olumlu iletişim becerileri kazandırmak, empatik duyarlılık kazandırmak, sorun çözme becerileri kazandırmak aile terapisinin en önemli amaçlarındandır.
Ailenin farkındalığını arttırmak, aileye bilgi, beceri kazandırmak, tüm aile bireylerine eşit davranmak, taraf tutmamak, yargılamamak, güvenli bir ortam oluşturmak, koşulsuz kabul, koşulsuz saygı sağlamak, tavsiye verip yönlendirmemek, öğüt vermemek, objektif bir ortam sağlamak terapistin en önemli görevlerindendir. Terapide bu ortamlar sağlandıktan sonra, çeşitli teknikler ve terapi ekolleri ile sorunun daha da anlaşılması amaçlanır, ulaşılmak istenen hedefler belirlenir. Bunu yaparken tek sorumluluk terapiste ait değildir, terapist görüşme sürecini yönlendirir fakat kararlar, aileye bırakılır, koşulsuz saygı ilkesi baz alınır, terapist asla öğüt vermez, yargılamaz. Koşulsuz saygı, koşulsuz kabul, güven ortamında, sorun çözüme kavuşana kadar, aile sorun çözme becerisi kazanana kadar, terapiste ihtiyacı kalmayana kadar terapi devam ettirilir. Devam ve sonlandırma süreci her aileye, her probleme göre değişebilmektedir.

İleri Yaş Terapisi
Yaşlanmanın etkisiyle herkesin başına gelebilecek İleri yaş sendromları ve sorunları için lütfen iletişime geçiniz
- Alzheimer
- Demans
- Depresyon
- Deliryum
